Müzik tarihinin en önemli isimleri arasında yer alan Freddie Mercury, şarkılarıyla olduğu kadar tarzı ve hayat hikayesiyle de dikkat çekmektedir.
İngiliz rock grubu Queen’in unutulmaz solisti, 2018 çıkışlı Bryan Singer filmi Bohemian Rhapsody ile bir kez daha gönüllere taht kurmuştur. 1991 yılında hayata veda eden sanatçı, bir tek başarılarıyla değil karşılaştığı eleştirilerle de çok konuşulmuştur.
Acımasız yargılara rağmen ödün vermemiş, aşklarını da hayatını da inandığı şekilde yaşamıştır. Halen dünyanın en güçlü vokali olarak anılan efsane sanatçı ve bilinmeyenleri, bu yazıda detaylıca anlatılmaktadır.
Queen’i tarihin en çok tanınan müzik gruplarından biri haline getiren Freddie Mercury, 45 senelik hayatına büyük başarılar sığdırmış ve arkasında unutulmaz şarkılar bırakmış bir isim.
“Tek gerçek arkadaşım” dediği Mary Austin’in de vurguladığı gibi inanılmaz özgüveniyle, kendini tüm dünyaya kanıtlamayı başarmıştır. Seslendirdiği We Are The Champions, We Will Rock You, Bohemian Rhapsody ve nicesiyle bugün halen en çok beğenilen vokaller arasındadır.
1970 ve 1980’lerde hem İngiltere hem de ABD müzik listelerinin zirvelerinde yer alan Mercury, 24 Kasım 1991’de AIDS ile ilişkili bronşiyal pnömoniden (zatürre) hayatını kaybetmiştir.
5 Eylül 1946’da Zanzibar (günümüzde Tanzanya’nın parçası) adasında dünyaya geldi. Ailesi Bomi ve Jer Bulsara Parsi kökenliydi. Ailesi, dadıları ve başka yardımcıları olan oldukça varlıklı bir hayat sürdü.
Kashmira adında bir kız kardeşi olan Farrokh Bulsara, Bombay’da (Hindistan) St. Peter isimli yatılı okula gönderildi. Burada piyano çalmayı öğrendi ve ilk grubu The Hectics’e katıldı. Çocukluğunun büyük bölümünü Hindistan’da geçiren Bulsara, Zanzibar’daki 1964 devrimi nedeniyle 17 yaşındayken ailesiyle birlikte İngiltere’ye kaçtı.
Ealing Art College’a gitti ve burada bir dizi müzisyenle arkadaş oldu. 1969’da baş vokalist olarak Ibex isimli bir gruba katıldı.Gelecekteki Queen arkadaşlarıyla bir araya gelmeden önce birkaç grupla daha çalıştı.
Mercury, ağzının arkasında ekstra dört dişle doğdu ve ünlü olduğu görünüşünü buna borçluydu. Dişlerini hiçbir zaman düzelttirmek istemedi çünkü bunun dört oktavlık vokal aralığını bozacağından endişe ediyordu.
1971’de basçı John Deacon ile bir araya gelen grup, 1971’in Haziran ayında ilk konserlerini verdi. 1973 yılında dörtlü, Queen adlı ilk albümlerini çıkardı. Bunu 1974’te sadece bir ay içinde kaydettikleri ikinci albümleri Queen II takip etti.
Seven Seas of Rhye isimli şarkıyı içeren albüm, grubun imzası olan armonilerinin ve müzik stillerinin ilki niteliğindeydi. Yine 1974’te yayınlanan Sheer Heart Attack ile asıl popülaritesine ulaşan grup, 1975’teki A Night at the Opera ile daha büyük bir hit yakaladı.
Queen; A Day at the Races (1976), News of the World (1978) ve The Game (1980) ile yükselişini devam ettirdi. 1984 çıkışlı The Works’un ardından albüm satışları düşmeye başlasa da Queen dünya çapında büyük kalabalıklara seslenmeyi devam ettirdi.
Şarkıcı ve söz yazarı yeteneklerine ek olarak Mercury yetenekli bir şovmendi. Kitleleri nasıl eğlendireceğini ve onlarla nasıl bağlantı kuracağını biliyordu.
Grubun birçok albümünün sanat tasarımında da aktif olarak yer aldı. Savurgan yaşam tarzıyla da tanınan Mercury, şampanya sever ve sanat eserleri toplamaktan hoşlanırdı.
Queen ile çalışmalarının yanında, Mr. Bad Guy (1985) ve Barcelona (1988) isimli iki tane de solo albüm çıkarttı. 1987 ilkbaharında AIDS teşhisi konulsa da Mercury hastalığını inkar etti.
1989’da büyük oranda göz önünden çekilen Mercury, Queen’in bir sonraki albümünü (Innuendo-1991) tanıtmadı ya da bir tura çıkmadı. Bu dönemde olası sağlık sorunları hakkında söylentiler dolanmaya başladı. 22 Kasım 1991’de Queen’in menajeri Jim Beach’i Kensington’daki evine çağırdı ve bir basın açıklaması hazırladılar. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Açıklamadan bir gün sonra 24 Kasım 1991’de evinde, en yakın arkadaşlarının yanında hayata veda etti. AIDS’ten dolayı yakalandığı bronşiyal pnomöni nedeniyle ölen Mercury’nin cenaze töreni Zerdüşt bir rahip tarafından yönetildi.
Kensal Green mezarlığında yakılsa da küllerine ne olduğu konusunda çeşitli rivayetler ortaya atıldı.
Ölümünden önce Queen ile stüdyoda çalıştı ve bu çalışmalar 1995’te grubun orijinal üyeleriyle olan son albümü Made In Heaven’da yayınlandı. Mercury’nin son performanslarından oluşan bu koleksiyon İngiliz listelerinin zirvesine ulaştı.
Mary Austin, yasal olarak Freddie Mercury’nin eşi olmasa da hayatı boyunca onun tek gerçek aşkı ve en yakın arkadaşı olarak kaldı. 19 yaşındayken Freddie ile tanıştı ve çift kısa süre sonra birlikte yaşamaya başladı.
Birliktelikleri devam ederken Queen de yükselmeye başladı. 1973’te Mary Austin’e evlilik teklif etti ve Love of My Life şarkısını ona ithaf etti.
Mercury zirveye ulaştığında bir şeylerin bitmeye başladığını anlayan çift, yıllarca süren birlikteliğin ardından ayrılık kararı aldı.
Mercury Mary’e biseksüel olduğunu itiraf ettiğinde Mary ona şöyle dedi:
Kendisi de daha sonra durumu kabullenecek ve saklamayacaktı. 70’li yılların sonunda verdiği bir röportajda; “Bir nergis kadar geyim canım” dedi.
Ayrılıklarının ardından birbirine yakın evlerde oturdular. Mary Austin, evlendi ve iki çocuk sahibi oldu. Freddie’nin ise Jim Hutton ile yedi yıllık bir ilişkisi oldu. Ünlü sanatçı ölürken hem Mary Austin hem de Jim Hutton yanındaydı.
Freddie, yaptığı bir açıklama, sahip olduğu tek arkadaşının Mary Austin olduğunu ve başka kimseyi istemediğini söyledi. Aynı zamanda şöyle dedi:
“Bizim aşkımız gözyaşları içinde sona erdi. Ancak kurduğumuz güçlü bağ, kimsenin bizden söküp alamayacağı bir şey. Buna kimse ulaşamaz. Bütün sevgililerim neden onun yerini alamadıklarını sordular hep, ama bu imkansız.”
Tüm zamanların en iyi şarkıcılarından biri olan Freddy Mercury, hem grubuyla hem de solo olarak pek çok başarıya imza attı. Aşağıdaki şarkılar da Mercury’nin önde gelen şarkılarından birkaç tanesi:
Üçüncü albümü Sheer Heart Attack’te yer alan Killer Queen, 1974’te İngiltere listelerinde 2, ABD listelerinde 12 numaraya yükseldi. Diğer müziklerinin çoğundan farklı olarak, Mercury sözleri müzikten önce yazdı.
A Night at the Opera albümünde yer alan Bohemian Rhapsody’de Mercury, dört oktavlık sesinin şovunu yaptı. Şarkı İngiltere’deki listelerin zirvesine çıktı ve Amerika Birleşik Devletleri’nde en iyi 10’da yer aldı.
Daima yeni ve farklı sesler keşfeden Queen, disko aromalı “Another One Bites the Dust” ile zamanın büyük müzik trendinde kendini denedi.
1981’de Queen, Under Pressure’ı yaratmak için David Bowie ile işbirliği yaptı. Şarkı İngiltere’de 1 numaraya yerleşti.
Queen’in popülaritesi 1980’lerin ortalarında azalmaya başlasa da grup 1984’te “Radio Ga Ga” ile küçük bir hit yaptı. Pop müzisyeni Lady Gaga, sahne adı için şarkıdan ilham aldı.
Aşağıda efsane ismin birkaç ünlü sözü bulunuyor.
Kendisi iç dünyasında çok farklı biri olduğunu daha sonra da söylemiş.
Muhteşem özgüveniyle kendisini ve potansiyelini gerçekten iyi tanımış Mercury.
Bazı şarkı sözlerinin anlamsız olduğunu pek çok açıklamasında dile getirmiş.
Bu da inanılmaz özgüvenini açıkça gösterdiği sözlerinden bir tanesi.
Aşağıda unutulmaz isim hakkında bilinmeyen gerçekler sıralanmıştır.
Freddie Mercury Kimdir?
Queen’i tarihin en çok tanınan müzik gruplarından biri haline getiren Freddie Mercury, 45 senelik hayatına büyük başarılar sığdırmış ve arkasında unutulmaz şarkılar bırakmış bir isim.
“Tek gerçek arkadaşım” dediği Mary Austin’in de vurguladığı gibi inanılmaz özgüveniyle, kendini tüm dünyaya kanıtlamayı başarmıştır. Seslendirdiği We Are The Champions, We Will Rock You, Bohemian Rhapsody ve nicesiyle bugün halen en çok beğenilen vokaller arasındadır.
1970 ve 1980’lerde hem İngiltere hem de ABD müzik listelerinin zirvelerinde yer alan Mercury, 24 Kasım 1991’de AIDS ile ilişkili bronşiyal pnömoniden (zatürre) hayatını kaybetmiştir.
Freddie Mercury’nin Hayatı
5 Eylül 1946’da Zanzibar (günümüzde Tanzanya’nın parçası) adasında dünyaya geldi. Ailesi Bomi ve Jer Bulsara Parsi kökenliydi. Ailesi, dadıları ve başka yardımcıları olan oldukça varlıklı bir hayat sürdü.
Kashmira adında bir kız kardeşi olan Farrokh Bulsara, Bombay’da (Hindistan) St. Peter isimli yatılı okula gönderildi. Burada piyano çalmayı öğrendi ve ilk grubu The Hectics’e katıldı. Çocukluğunun büyük bölümünü Hindistan’da geçiren Bulsara, Zanzibar’daki 1964 devrimi nedeniyle 17 yaşındayken ailesiyle birlikte İngiltere’ye kaçtı.
Ealing Art College’a gitti ve burada bir dizi müzisyenle arkadaş oldu. 1969’da baş vokalist olarak Ibex isimli bir gruba katıldı.Gelecekteki Queen arkadaşlarıyla bir araya gelmeden önce birkaç grupla daha çalıştı.
Mercury, ağzının arkasında ekstra dört dişle doğdu ve ünlü olduğu görünüşünü buna borçluydu. Dişlerini hiçbir zaman düzelttirmek istemedi çünkü bunun dört oktavlık vokal aralığını bozacağından endişe ediyordu.
1971’de basçı John Deacon ile bir araya gelen grup, 1971’in Haziran ayında ilk konserlerini verdi. 1973 yılında dörtlü, Queen adlı ilk albümlerini çıkardı. Bunu 1974’te sadece bir ay içinde kaydettikleri ikinci albümleri Queen II takip etti.
Seven Seas of Rhye isimli şarkıyı içeren albüm, grubun imzası olan armonilerinin ve müzik stillerinin ilki niteliğindeydi. Yine 1974’te yayınlanan Sheer Heart Attack ile asıl popülaritesine ulaşan grup, 1975’teki A Night at the Opera ile daha büyük bir hit yakaladı.
Queen; A Day at the Races (1976), News of the World (1978) ve The Game (1980) ile yükselişini devam ettirdi. 1984 çıkışlı The Works’un ardından albüm satışları düşmeye başlasa da Queen dünya çapında büyük kalabalıklara seslenmeyi devam ettirdi.
Şarkıcı ve söz yazarı yeteneklerine ek olarak Mercury yetenekli bir şovmendi. Kitleleri nasıl eğlendireceğini ve onlarla nasıl bağlantı kuracağını biliyordu.
Grubun birçok albümünün sanat tasarımında da aktif olarak yer aldı. Savurgan yaşam tarzıyla da tanınan Mercury, şampanya sever ve sanat eserleri toplamaktan hoşlanırdı.
Queen ile çalışmalarının yanında, Mr. Bad Guy (1985) ve Barcelona (1988) isimli iki tane de solo albüm çıkarttı. 1987 ilkbaharında AIDS teşhisi konulsa da Mercury hastalığını inkar etti.
1989’da büyük oranda göz önünden çekilen Mercury, Queen’in bir sonraki albümünü (Innuendo-1991) tanıtmadı ya da bir tura çıkmadı. Bu dönemde olası sağlık sorunları hakkında söylentiler dolanmaya başladı. 22 Kasım 1991’de Queen’in menajeri Jim Beach’i Kensington’daki evine çağırdı ve bir basın açıklaması hazırladılar. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Açıklamadan bir gün sonra 24 Kasım 1991’de evinde, en yakın arkadaşlarının yanında hayata veda etti. AIDS’ten dolayı yakalandığı bronşiyal pnomöni nedeniyle ölen Mercury’nin cenaze töreni Zerdüşt bir rahip tarafından yönetildi.
Kensal Green mezarlığında yakılsa da küllerine ne olduğu konusunda çeşitli rivayetler ortaya atıldı.
Ölümünden önce Queen ile stüdyoda çalıştı ve bu çalışmalar 1995’te grubun orijinal üyeleriyle olan son albümü Made In Heaven’da yayınlandı. Mercury’nin son performanslarından oluşan bu koleksiyon İngiliz listelerinin zirvesine ulaştı.
Freddie Mercury ile Mary Austin ve Jim Hutton
Mary Austin, yasal olarak Freddie Mercury’nin eşi olmasa da hayatı boyunca onun tek gerçek aşkı ve en yakın arkadaşı olarak kaldı. 19 yaşındayken Freddie ile tanıştı ve çift kısa süre sonra birlikte yaşamaya başladı.
Birliktelikleri devam ederken Queen de yükselmeye başladı. 1973’te Mary Austin’e evlilik teklif etti ve Love of My Life şarkısını ona ithaf etti.
Mercury zirveye ulaştığında bir şeylerin bitmeye başladığını anlayan çift, yıllarca süren birlikteliğin ardından ayrılık kararı aldı.
Mercury Mary’e biseksüel olduğunu itiraf ettiğinde Mary ona şöyle dedi:
Kendisi de daha sonra durumu kabullenecek ve saklamayacaktı. 70’li yılların sonunda verdiği bir röportajda; “Bir nergis kadar geyim canım” dedi.
Ayrılıklarının ardından birbirine yakın evlerde oturdular. Mary Austin, evlendi ve iki çocuk sahibi oldu. Freddie’nin ise Jim Hutton ile yedi yıllık bir ilişkisi oldu. Ünlü sanatçı ölürken hem Mary Austin hem de Jim Hutton yanındaydı.
Freddie, yaptığı bir açıklama, sahip olduğu tek arkadaşının Mary Austin olduğunu ve başka kimseyi istemediğini söyledi. Aynı zamanda şöyle dedi:
“Bizim aşkımız gözyaşları içinde sona erdi. Ancak kurduğumuz güçlü bağ, kimsenin bizden söküp alamayacağı bir şey. Buna kimse ulaşamaz. Bütün sevgililerim neden onun yerini alamadıklarını sordular hep, ama bu imkansız.”
Freddie Mercury ve Queen’in Ünlü Şarkıları
Tüm zamanların en iyi şarkıcılarından biri olan Freddy Mercury, hem grubuyla hem de solo olarak pek çok başarıya imza attı. Aşağıdaki şarkılar da Mercury’nin önde gelen şarkılarından birkaç tanesi:
Killer Queen
Üçüncü albümü Sheer Heart Attack’te yer alan Killer Queen, 1974’te İngiltere listelerinde 2, ABD listelerinde 12 numaraya yükseldi. Diğer müziklerinin çoğundan farklı olarak, Mercury sözleri müzikten önce yazdı.
Bohemian Rhapsody
A Night at the Opera albümünde yer alan Bohemian Rhapsody’de Mercury, dört oktavlık sesinin şovunu yaptı. Şarkı İngiltere’deki listelerin zirvesine çıktı ve Amerika Birleşik Devletleri’nde en iyi 10’da yer aldı.
We Are the Champions ve We Will Rock You
1978 yapımı We Are the Champions, ABD ve İngiltere listelerinde ilk 10’da yer aldı. Her iki şarkı da spor etkinliklerinin popüler marşları olarak hafızalara kazındı.Another One Bites the Dust
Daima yeni ve farklı sesler keşfeden Queen, disko aromalı “Another One Bites the Dust” ile zamanın büyük müzik trendinde kendini denedi.
David Bowie ile Under Pressure
1981’de Queen, Under Pressure’ı yaratmak için David Bowie ile işbirliği yaptı. Şarkı İngiltere’de 1 numaraya yerleşti.
Radio Ga Ga
Queen’in popülaritesi 1980’lerin ortalarında azalmaya başlasa da grup 1984’te “Radio Ga Ga” ile küçük bir hit yaptı. Pop müzisyeni Lady Gaga, sahne adı için şarkıdan ilham aldı.
Freddie Mercury’nin Sözleri
Aşağıda efsane ismin birkaç ünlü sözü bulunuyor.
Kendisi iç dünyasında çok farklı biri olduğunu daha sonra da söylemiş.
Muhteşem özgüveniyle kendisini ve potansiyelini gerçekten iyi tanımış Mercury.
Bazı şarkı sözlerinin anlamsız olduğunu pek çok açıklamasında dile getirmiş.
Bu da inanılmaz özgüvenini açıkça gösterdiği sözlerinden bir tanesi.
Freddie Mercury Hakkında Bilinmeyenler
Aşağıda unutulmaz isim hakkında bilinmeyen gerçekler sıralanmıştır.
- 1974’te Avustralya’da bir festivale katılsa da seyirciler tarafından beğenilmedi. Queen’in ışık ve ses sistemlerine el konuldu. Bunun üzerine seyircilere Avustralya’ya bir sonraki gelişlerinde Queen’in dünyanın en ünlü grubu olacağını söyledi ve dediğini yaptı.
- Prenses Diana’yı erkek kılığında gay bara soktu. Olay, komedyen Cleo Rocos tarafından dile getirildi.
- Kedileri severdi ve bir dönemde 10 kadar kedisi vardı. Mr. Bad Guy isimli solo albümünü, kedisine ithaf etti. Favori kedisi Delilah hakkında bir şarkı yazdı.
- Yatak başlığı olarak piyano kullandı. Böylece geceleri ilham geldiğinde kalkıp piyano çalabiliyordu.
- Sıcak ve sevgi dolu bir ailede büyüdü. Ailesi sanatsal meraklarını destekledi.
- Queen’in amblemi, Freddie Mercury tarafından tasarlandı.
- Gündelik hayatta oldukça sıkıcı biri olduğuna inanıyordu.
- Onunla bütünleşen yarım mikrofonu bir konser sonucunda kaza sonucunda ortaya çıktı. Bu durumdan hoşlanan Freddie, sonraki sahnelerin de yarım mikrofon kullandı.
- 60’lı yıllarda para kazanabilmek için çıplak modellik yaptı.
- Sahnedekinin aksine gerçek hayatta utangaç, nazik ve kibardı.
- Tek gerçek arkadaşım dediği Mary Austin’le uzun soluklu ilişkisi oldu. 1991’de öldüğünde parasının çoğunu, evini ve telif haklarını Austin’e bıraktı.
- Queen 1990 yılında BRIT Ödülleri’ni kazandı. Grubun dört üyesi de ödülü almak için sahneye çıktı. Bu, Freddie Mercury’nin izleyici önündeki son görünüşü oldu.
- Tutkulu bir pul koleksiyoncusuydu. Koleksiyonu dünya çapında gösterilerde sergilendi.
- Crazy Little Thing Called Love şarkısını banyoda yazdı. Bir otelde banyodaydı ve ilham gelmişti, beste yapmak için piyanoyu küvetine getirmişti.
- 2009 yılında Rolling Stone’un Tüm Zamanların En İyi 100 Şarkıcısı listesinde 18 numarada yer aldı.
- 2009 yılında Classic Rock tarafından tüm zamanların En İyi Rock Şarkıcısı seçildi.
- 25 Kasım 1996’da İsviçre’nin Montrö kentinde bir Freddie Mercury heykelinin örtüsü açıldı. Üç metrenin üzerinde bir yüksekliğe sahip olan heykel, Cenevre Gölü’ne bakmaktadır.
- Freddie Mercury’nin favori sanatçıları Aretha Franklin ve Jimi Hendrix’ti.
- Hindistan’da okulda iyi bir masa tenisi oyuncusuydu. Aynı zamanda tenis oynar ve rugby izlemeyi severdi. Hokeyde iyiydi ve boks ringinde kendi deyimiyle mükemmeldi.
- Queen’in en önemli performanslarından biri 1985 yılında Live Aid yardım konserinde gerçekleşti. Mercury, grubun en büyük hitlerinden bazılarını efsanevi şekilde seslendirdi.