Türkiye’de tatil denince her neden ise akıllara ilk gelen
Antalya ve Bodrum oluyor. Ege sınırlarında daha meşhur olmamış pek çok köy
huzuruyla, çiçek kokulu yapısıyla adeta insanları kendisine büyülüyor.
Ayvalık ve Çanakkale’yi geçip bir karavanla tura başlanacak özel
mekanların topluluğu. İşte unutulmaz tarifi ile yer alan 30 Ege köyünü sizlere
şu şekilde tarif edeyim. Her bir yerde adeta kendinizi unutacak ve eşsiz şöleni
ile huzura kapılacaksınız.
1. Herkesi Kendisine Büyüleyen Çamlıbel Köyü
Ayvalık ve Balıkesir hattında yer alan rotadan ilki
diyebiliriz. Her biri adeta milli park denilecek kadar özel olan bu köylerdir.
Hem temiz olan havası hem de oldukça sakin yapısı ile kesinlikle gidilmesi
gereken noktalardan biri. Çamlıbel Köyü içerisinde görülmeye değer çok fazla
detay var. Özellik ile de birçok farklı yapıda yer alan butik otelleri ile
meşhur. En önemli konaklama noktası ise Albatross
Dağ Evleri diyebilirim. Kaz Dağları etek kısımlarında yer alan bu otele bir
giren insan adeta bir daha çıkmak istemiyor. Otelin içi bile resmen doğa
harikası olarak yer alan bir konum.
Ağustos ayı geldiği zaman her sene istisnasız bir şekilde köy
içerisinde festival düzenlenir. Bu festival üç gün sürüyor ve adeta neşe
kaynağı yapısında oluyor.
Köy genel olarak çok fazla otantik yapıda. Bu yüzden gelip
de resim çekmeden gitmek asla olmaz. O halde Ege turu yapacak olan herkesin
uğrak noktalarından biri olmalı.
2. Hasan Boğuldu Şelalesi
Adeta bir doğa harikası. İsmini duyan herkes ilk başta bu
ismin nereden geldiğini merak ediyor değil mi? İnsan sırf bu hikayeyi dahi
yerinde öğrenmek ve neden bu isme sahip diye dinlemek adına bile gelmeli. Kaz
Dağlarına gelindiği zaman kesinlik ile uğrak olması gereken nokta.
Müthiş bir manzarası bulunuyor. Safari turlarından müze
gezmelerine kadar birçok noktada yer alınabilir. Tahtakuş Müzesi ise adeta her
şeyi ile kendisine aşık ediyor. Şelaleyi görebilmek için Altınoluk tarafından
gelecekler Edremit’e gidilecekse Zeytinli Beldesi sınırlarında sormaları
yeterli olacak.
3. Fıstık Çamlarının Ana Yurdu Olarak Bilinen Kozak
Ayvalık ve Bergama arasında yer alan yoldaki Bergama
Krallığına ait ve bu zamana kadar kalan fıstık çamlarının üretiminin devam
ettiği garip bir nokta. Bazı yerler vardır ya daha önce gitmeyen birine
tarifinin zor olduğu, burası da o yerlerden biri diyebilirim. Kozak tarafından
bakıldığı zaman her şey fıstık çamları ile dolu. Yukarıbey, Aşağıbey, Kaplan,
Demircidere, Göbeller isimlerinde yer alan ve bu köylerin bir araya gelmesinden
oluşan Kozak, Ege’nin nimeti sayılacak kadar önemli noktalardan bir tanesi. Fıstık
çamlarının adeta ana yurdu olarak yer alır.
Köyde bir noktada su alacağınız zaman bile sade
getirilmiyor, içerisinde fıstık çamı yer alarak getiriliyor. Köy genelinde
ortalama olarak beş milyon üzerinde ağaç olduğu tahminler arasında yer alıyor.
Yılda üretim olarak bakıldığı zaman ortalama olarak sekiz yüz ton civarı üretim
olduğu gözleniyor. Bu da ülkeye bir hayli zenginlik katacak durumlardan biri
oluyor. Üreticiler ile oldukça nazlı bir
ürün olduğu için ulaşım noktasında bir hayli sorun yaşadıkları ürün olarak
görüyor. Ağacın ilk kozalak verebilmesi için dikmeleri üzerinde tam on yıl kadar süre geçmesi gerekiyor. Bu işleme
çam indirme denir. Keye adı verdikleri bir sırık yapısı ile kozalaklar
toplanır. Her biri oldukça dikkat ve sevgi gerektiren bir işlem. Bir ağaçtan
çıkan ortalama fıstık çamı miktarı ile altı ve yedi kilo arasında değişiyor. Adeta törensel gibi yer alan bu toplama işlemi
tam olarak herkesin izlemesi gereken şölenlerden bir tanesi. Bu çamları ayırt
etmek adına da köylüleri biraz seyir etmek ve onlardan ek bir bilgi almak da
yeterli oluyor. Diğerlerine oran ile hem daha uzun hem de daha koyu yeşil
renkleri ile yer alan ağaçlar fıstık dolu.
Bergama ve Ayvalık arasında yer alan bu köy uzaklığı zaten
67 km. Bu yüzden köyde karşılaşılan her köye uğramak gerek. Bir yanı kayalıklar
bir yanı orman ile kaplı bu ormanlıklara benzemiş yollar kendisini daha farklı
bir büyüleme etkisine çekiyor.
Ayvatlar daha kazı çalışmalarına başlanmamış bir antik kent
yer alıyor.Göbeller içerisinde yer alan kamp ve yürüyüş alanları ile daha bir
farklı havada. Kuş gözlemciliği yapmak için oldukça el verişli olan alanlar. Demircidere
içerisinde Türkmen gelenekleri yapısında yer alan durumları gözlemlemek mümkün.
Aşağıbey tarafında kalan Roma hamamı mutlaka görülmesi gereken noktalarından
biriyken motor ve bisikletçilerin en büyük tercih alanıdır.
Keşkek, yöresel peynirler, çam fıstığı ve üzümleri meşhur. Bunların
yanı sıra gelin alma sırasında yapılan ‘ Sura ‘, kemiksiz kaburgalar, kuş
üzümü, kozak fıstığı, dağlarda yetişen otları da meşhur gıdalardan.
4. Sığacık
Türkiye’nin yavaş olması ile bilinen ve Cittaslow ünvanına sahip,
Seferihisar Ege kıyılarında yer alan en sağlam huzuru veren mekan. İlk kez
gelen kişilerde adeta kulaklara tıpa takmış hissi verecektir. İzmir merkeze
ortalama olarak 45 km uzaklıkta yer alır. Her pazar günü kale içerisinde kurulan
pazarlarında organik ürün olarak akla gelen birçok şey yerini alıyor. Yöre
halkı tarafından yapılan börekler, yine kendileri tarafından satışlara
sunuluyor. Tezgahlarda yoğunluk söz konusu olursa komşular biri birilerine de
yardım ediyor. İş bölümleri, verilen emekler, sevgi bir pazar üzerinde her şeyi
ile tam olarak birleşiyor.
Sahil kenarına giden
herkesin balık ve midye dolması kesinlikle yemesi gerekir. Kavak Yelleri dizisi
başarılı oyuncularından Aslı’nın evi de burada. Bu evi gezmek isteyen kişiler
belirli bir ücret ödedikten sonra evin yatak odasına varana kadar gezebiliyor. İstedikleri
gibi fotoğraf çekebiliyor.
5.Taşköy
Mühendislik harikası diyerek başlamak çok doğru olacak. Eski
Foça üzerinde ve Ilıpınar köyüne bitişmiş olarak yer alan en ilginç köylerden
bir tanesi. Mühendislik harikası olarak bilinmesinin ana nedeni ise ODTÜ
Mühendislik Fakültesi mezun olan 3 arkadaşın burada birleşerek adeta köyü
baştan yapmış olmalarıdır. Ege sınırlarında yer aldığı için zeytin üretimi,
kendi makinelerinde sıkımı ve işlenerek paketlemeleri de devam ediyor. Mübadele
zamanlarından sonra arka kısımlarda kurulan üzüm bağları da mevcut. Resmen bu köyün toprağı sıkılsa yeni bir
üretim türü ortaya çıkacak. Ahşap ürünlerden üzüme, zeytin yağından sabuna
kadar akla gelen birçok şey var.
Oldukça farklı mimarisi olan bu köy adeta insan içine
girdiği an bir baş dönmesi yaşıyor. Sıradan bahçesinde bile oldukça keyif dolu
anlar yaşanıyor.
6. Birgi Köyü
Ödemiş merkeze ortalama olarak 10 km uzaklıkta yer alıyor. Aydınoğulları
Beyliği zamanında Mehmet Bey tarafından yaptırılmış olan, Ulu Camii ile meşhur
bir köy. Osmanlı ambiyansının adeta en dibine kadar inileceği ve her şeyi ile
hissedileceği köy adeta Bursa ile yarışacak kadar da özel.
Camii karşı kısımlarında yer alan ve köy meydanında köy
halkına ait olan onlar tarafından yapılan el işleri, meyve, sebze ve meşhur
olarak satılan Ödemiş patatesi de alınabilir. 1971 yıllarından bu yana kadar
kalmış eski Türklere ait ahşap evler dikkatleri çekiyor. Bunların en özel
örneklerinden biri olan Çakırağa Konağı ve İmam-ı Birgivi Medresesi gelen
herkesin gezmesi gereken uğrak nokta oluyor.
Doğa ile iç içe olmayı seven ve resim çekmekten keyif alan
herkesin kesinlik ile uğrak noktası olmalıdır.
7. Yeşilyurt
Bir dokuma cenneti olarak anabiliriz. Ege de tatil incisi
olarak bilinen Muğla sınırlarındaki Yeşilyurt oldukça ilginç bir köy. Ege
sınırlarında yer alan tipik olmayan köylerden bir tanesi demek de olacaktır. Farklı
ve ilginç sayılacak kadar değişik istatistikleri de var. Köyde okuma ve yazma
oranı yüzde yüz oran ile yer alsa bile asıl mücevherleri olan durum dokumacılık.
İlk çağlarda taşlara dokumacılık yapmayı tercih ederlerken
zaman geçtikçe tütün ekmeye başlamışlar. türün üzerinden beklenen üzerinde bir
gelir gelmeye başlayınca Türkiye sınırlarındaki ilk kadın vali olan Lale Aytaman’ın
döneminde; Sayın Lale Hanım ve eski Belediye Başkanı olarak görev alan Mehmet
Güneri öncülük ederek daha canlı hale getirir. Birçok ünlü markaya dokuma
satılır. Yurt dışına da artık ihracat işlemlerinin başlaması oldukça hızlı bir
ilerleyiş olmasına olanak sunar. Günümüz içerisinde oldukça azalma gösteren dokumacılık
farklı olan örnekleri ile karşımıza çıkacak köylerden bir tanesi.
8. Şirince
Adeta kıyametin bile uğramak istemeyeceği kadar güzel bir
köy Şirince. Adından da anlaşılacak olduğu gibi oldukça içten, samimi ve şirin
bir köy. 21 Aralık 2012 tarihi günü Maya takvimine bakılarak bu noktada
kıyametin kopacağına da inanılıyordu. Hem yerli hem de yabancı olan birçok
turist adeta akın ederek Selçuklu ilçesine bağlı olan köye gelmişlerdi. Yapılan
belirli net olmayan araştırmalara göre o gün kıyamet kopacağı ama tek kıyametin
buraya uğramayacağı söyleniyordu. O gün en büyük turistik kazancın
gerçekleştiği gün oldu. Neyse ki kıyamet de kopmadı ve herkes için işe yaradı.
İlk çağ zamanlarına ait olan örneklerin yer aldığı bölgede
kırmızı et oldukça meşhur. Her ne kadar o zamanların maneviyatı tam olarak
hissedilemiyor olsa bile bu etin kesinlik ile tadına varılması gerekiyor.
9. Adatepe
Yunanistan sınırlarına gitmek zorunda kalmadan ülke
sınırları içerisinde böyle minyatür köyleri görmek mümkün oluyor. Taşevlerde
yer alan çiçek dolu olan avlular ve köy kahveleri ile şimdiki zamanlarda
oldukça meşhur bir yapıda. Kaz Dağları etek kısımlarına oturmak ve burada
manzaraya karşı bir kahve için gelen birçok insan yer alıyor.
Kendini sadece sakinlik içine bırakmak isteyen insanların
durağı olmalı. Çünkü huzurun tek kaynağı diyebilirim.
10. Nesin Matematik Köyü
İnsanlar genel anlamda yaz gelse de çocuklarımı şu yaz
kampına göndereyim der. İşte burası öyle bir yer ki herkes adeta tek yaz değil,
ellerinde olsa kış süreçlerinde bile göndermek isteyecekleri bir nokta. Şuan
felsefe kısmı kurulma aşamaları dahi devam ediyor. Zeytinlikleri de dahil
toplam 55 dönümlük bir araziye sahip. 7 yaşındaki de 70 yaşındaki de herkes her
seviyede matematik ile ilgili bir şeyler yaptığı, öğrenmek ve öğretmek için
emek verdiği, bu alanda düşündüğü, alan.
Şatafattan oldukça uzak bir yapı. Hem sade hem içten. Evler
ise taş ve samanın çamur ile karıştırılarak yapıldığı şekilde. Ağustos
böcekleri dışında düşünme, yoğunlaşma durumlarına engel olacak her rahatsız
edici şeylerden uzaklar. TV yok, müzik için bir yayın yok. Köyde elektrik,
sıcak su ya da internet gibi uygarlık belirtileri her şeyi ile var. Börtü
böceklerin yer aldığı bu köyde herkes verimi seçiyor. Boşa vakit geçirmek onlar
için uygun değil.
Köy içerisinde ilkokul düzeyinde yer alan çocuklar için
matematik anlatımların üst düzeylerde yer alan araştırmalara kadar her şeye yer
var. Yeter ki konu matematik olsun, her şekilde kapıları açık. Sadece bu da
değil. Bir yandan da köyde yer alan Sevan Nişanyanı tarafından inşa edilen kütüphane
yer alıyor. Ve bu yapı adeta en iyi mimari olarak üretilen yapılardan sadece
bir tanesi. Çevreye bakıldığı zaman insanlar hayatın sorunları ile yer almak
yerine daha çok matematik problemleri ile ilgilenmeyi tercih ediyor. Gerçekten
köye giren herkes oldukça farklı bir seviyeye ulaşıyor.
11. Bağlar özü
Oldukça ekolojik olan bir köy. Datça sınırları arasında yer
alan Yazı Köyüne yakın bulunan bu köy, ülkede en çok organik ürünler ile yer
aldığı gözleniyor. 2014 yılında bitmesi tahmin edilen köydeki tarımcılık adeta
ekolojik bilgilere varana kadar birçok şey öğrenmek de mümkün. Oldukça ilginç
deneyimlerin yer alacağı bir adres olmasının yanı sıra adeta biraz parası olan
herkesin her şeyi bırakıp gelmek, burada yaşam isteğine kapılacağı mekan.
12. Karaburun
İçerisinde hem çok az köy olması hem de sayılı tesis yer
almasından dolayı pek tercih edilmez. Asıl özel kılan ve güzelliği de buradan
geliyor. Oldukça bakir bir yapısı var.
Sakinliğinin de dışında oldukça serin ve dalgalı ama bir o
kadar da farklı su altında yer alan zenginliklere sahip adres. Dalış ve balıkçılık
için gitmek isteyenlerin adeta en uygun rotası. Ciddi anlamda farklı yapıda su
altı cennetine sahip.
Karaburun’a gelirken ortalama olarak 303 adet keskin viraj
olması yolculuk sırasında bir hayli dikkatli olma zorunluluğunu da beraberinde
getiriyor. Yolların bu denli tehlikeli olması buna paralel olarak gelen turist
sayısının da bir o kadar az olmasına neden oluyor. 7 Kardeşler dondurmacısı ile
ünlü. Buraya kadar gelen herkesin adeta dondurmacıya uğraması ve hayatının en
özel dondurmasını da yemesi gerekiyor. Aile ortalama olarak 150 yıldır bu iş
ile ilgileniyor. Yöreye ait keçilerden üretilen süt ile yapılan dondurmasının
yanı sıra sakızlı dondurması da en çok tercih edilenlerinden…
Gidilmesi gereken noktalardan bir tanesi olan Çakmatepe
mevkisinde yerini alıyor. Hititlere ait olan eserlere de bu bölge içerisinde
rastlamak mümkün. Oldukça ilginç yapıda yer alan arkeolojik yapıların yanı sıra
İzmir’in en temiz denizine sahip olması ile de biliniyor.
13. Fındık Köyü
Çanakkale sınırlarında Gelibolu tarafında daha yakın. Bakır
yapısında oldukça sakin bir köy. Damlayı daha çok seven kişilerin İstanbul
sınırlarına oldukça yakın olmasından dolayı en çok tercih ettiği rota oluyor.
Bu Kömür limanı da köy içerisinde yerini alıyor. Kampçılar için oldukça ideal
bir köy. Yerleri hep taşlı olan bu köye giden kişilerin yanlarına terlik ve
ayakkabıların oldukça sağlam olanlarını tercih etmeleri de önemli bir detay.
14. Süngülü Köyü
Denizli sınırlarında yer alan adeta bir jeoloji cenneti
denilebilir. Travertenlerden, kapcılara ve küçük göletlere kadar birçok yapısı
mevcut. Kaklık Mağarası, Gümüşsu Şelalesi, Pamukkale sınırlarına oldukça yakın.
Bülmesi ile meşhur ve her gelenin kesinlik ile lezzetine bakması gereken
tariflerden biri.
15. Kuyucular
Tipik bir Yörük köyü demek de oldukça yerinde bir benzetme. Dokuma
işçiliği noktalarından, hayvancılık gibi birçok kültür yerini alıyor. Anadolu
sınırlarında olan temel burada oluşmuştur demek de uygun. Ege yöresine ait
oldukça ilginç köylerden bir tanesi. İlginç yapıda olan adetleri, daha çok
hamur ve süt ile yapılan yemekler, ayran ve bazlamaları buraya gelen herkesin
tatması gerekir.
16. Türkmen Köyü
Manisa’ya ortalama olarak 44 km uzaklıkta yerini alıyor. Kendine
has olan doğası ile Ege sınırlarındaki en güzide köylerden bir tanesi. Bölgede
yer alan en lezzetli siyah üzüm burada yetişiyor.
Bu köyü diğerlerinden daha farklı kılan yapı ise ” Türkmen
Köyü Proje Ofisi ve Yunt Dağı Kırsal Girişim Merkezi ” yapısının açılmış
olmasıdır. Köye yakın dış kısımda yer alan şelale de kesinlik ile görülmesi
gereken adreslerden biri.
17. Kayaköy
Mübadele olduğu zamanlarda köyde yer alan Rum kesim
Yunanistan’a gitmesi ile adeta kaderine terk edilen bir yapı haline geliyor. Köy
içerisinde ortalama iki bin üzerinde taştan ev, şapel, kilise ve şarnıçlar
bulunuyor. Resim çekmek isteyen kişiler için oldukça farklı bir mimarisi ve
tarihi sit alanı olarak dikkatleri çekiyor. Büyü isimli korku filmine ev
sahipliği yapmıştır.
18. Bademli Köyü
Dikili adeta Ayvalık kopyası gibi olsa bile henüz daha
değeri anlaşılmayan yerlerden biridir. Midilli Adası’nın rahat bir şekilde
gözlendiği yerin en meşhur noktası da Kalem Adası oluyor. Gidip gezmek için her
ne kadar fiyatlar biraz uçuk duruyor olsa bile yine de durumu el veren herkesin
gitmesi gerekiyor. Köy, Dikili sınırlarından ortalama 7 km uzaklıkta. 1500 kişi
nüfusu vardır. Labirent yapısında yer alan bu köy oldukça sevimli bir şekilde
duruyor. Üzüm suyundan yapılan ve bir tür konsantre olarak yer alan Koruk Suyu
burada meşhur olan içecektir. Sıcak yaz günleri içerisinde köy kahvesinde soluklanarak
kesinlikle tercih edilmeli.
19. Mordoğan
Huzurun ve sakinliğin ana merkezi olan bu yerde güneş mor
doğuyor. Bu yüzden de geçmişten bu güne kadar ismine Mordoğan demişler ve öyle
kalmıştır. Karaburun’a oldukça yakındır. Kıyısının hemen karşısından Foça’nın
yer alması herkesin rahat bir şekilde gelmesine yardımcı oluyor. Ayı Balığı
Kayalıkları ve Ardıç Kumsalı buraya gelen herkes tarafından ziyaret edilmeli.
20. Dalyanköy
Dalış yapmak için uygun yer arayanlar için Çeşme’nin en
gözde mekanı olacaktır. Her ne kadar fiyat olarak biraz yüksek olsa bile sakinlik
arayan herkesin görmesi gerekir. Ayrıca hem SPA hem de masaj yapılacak noktalar
da bulunuyor.
21. Mazıköy
Bodrum Gökova Körfezi içerisinde yer alan güzel köylerden
bir tanesi. İçerisinde yer alan taş pansiyonlar, bitki örtüsü, İnceyalı plajı
sayesinde doğanın en güzel yerlerinden biri olmayı başarıyor. Köyün bir tarafı
çam ağaçlarından bir tarafı deniz tarafından süslenen güzel bir nokta.
Mavi tur yanı sıra tarih düşkünü olan kişiler için oldukça
özel yerler var. Malta şövalyelerinin içini oyarak kendilerine ait olan altın
küplerini sakladıkları Gözyaşı kayasına çıkmak ve Hurmalı Sahili genel görünümü
izlemek en güzel eğlencelerden birisi. Başka bir kaya yapısı olarak da koyun
giriş kısmında yer alan Kayık Kayalar yer alıyor. Resmen uzaktan bakıldığı
zaman Viking Kanyonu şekline benzemesi bu ismi almasını sağlamış.
İmar izni çıkarılamayan bir yer olması herkes tarafından
bilinmemesine ve güzelliklerini koruyacak kadar bakir kalmasına yardımcı oluyor.
22. Ahmetçe Köyü
Çanakkale’ye yakın olarak Ayvacık sınırlarına bağlıdır. Her
ne kadar tam bilinmese bile Ahmet isimli bir zat tarafından kurulmasından
dolayı bu ismi aldığı düşünülüyor. Köyün arazisi yapısal olarak oldukça
engebeli. Ulaşımı da bir hayli zor.
Ülke genelinde yer alan zeytin üretiminin adeta yüzde üçlük
kısmını tek başına karşılamaktadır. İkliminin güzel olması ve
topraklarının da verimli olması
mandalina, elma, erik, badem gibi birçok tarım alanında iyi olmalarına yardımcı
oluyor. Zeytinyağı ile yapılan tüm yemeklerinin oldukça lezzetli olması buraya
gelen herkesin kesinlik ile denemesi gereken lezzetlerden bir tanesi olmasına
yardımcı.
Köylerin huzur ve selameti 35 sene öncesine dayanan maden
şirketlerinden gelen uranyumdan dolayı kaçmıştır. Bu durumla çalışılmaya devam
edilmesinin üzerinden pek bir zaman geçmeden köy halkının büyük bir kısmı
kanser hastalığına yakalanmıştır. Böyle bir sorundan dolayı yabancı uyruklu
kurucular ocakları kapatarak gitmeyi tercih etmişler. Burada daha çok yer altı
kaynaklarına meraklı olan ya da gazetecilik yapmak isteyen kişilerin mekanı
olacak demek bir hayli doğrudur.
23. Güzelçamlı Köyü
Kuşadası sınırlarında yer alan ve eski bir İon kenti olması
ile buralarda tarihe doymak nerede ise imkansız. Yunanlı kesimden Persli kesime
kadar birçok eski devleti barındırmıştır. Dilek yarımadası ve Samsun dağları
arasında kalmakta. Oldukça verimli ve çok çeşitli sayıda toprak ile beraber
bitki örtüsü türlerine sahiptir.
Zeus Mağarası ve
içerisinde oluşumları sağlanan göl kesinlik ile ziyaret edilmeli. Suyun mavi
yapısı ve mağarada yer alan ışıklı oyunları adeta görülmeye değer. Treking,
dağcılık ve yamaç paraşütü ilgisi olan kişilerin kesinlik ile ziyaret etmesi
gereken mekan.
24. Denizköy
Harita içerisinde Dikili’nin hemen altında yer alıyor. Doğal
güzellikleri ile adeta Dikili’den en ufak kalır bir yanı yok. Aşçıların bol
kepçe olmasının yanı sıra fiyatları da normale göre uygun. Köyün en cazip
tarafı ise herkes tarafından pek bilinmiyor olduğu için kalabalıktan uzak
olması. Altın sarısı kumsalın ve berrak bir denizin keyfini çıkarmak için en
uygun yer.
25. Kızılağaç
Milas’ın bir köyüdür. Listede yer alan ikinci Türkmen köyü. Eski
geleneklerine hala tam anlamı ile devam eden bu köyde özellik ile mantar ve
gözleme bir hayli meşhur. Köyde oldukça dikkat çeken yansa hala yüzyıllardır
devam etmesi başarılan gelenekler oluyor. Kadınların üzerinde yer alan
kıyafetlerde bu çok rahat anlaşılacak. Günlük hayatta hala geleneksel olan
kıyafetler tercih ediliyor.
26. Adala
Termal ve kaplıca sever herkesin kesinlik ile gelmesi
gereken en özel adreslerden bir tanesi. Vadi içerisinde yürüyüş yapmak
isteyenler adına birçok uygun alan mevcut. Kurşunlu kaplıcaları, Sart antik
kenti, Homeros Vadisi kesinlik ile görülmeden gidilmemesi gereken yerlerden bir
tanesi.
27. Kapıkırı Köyü
Bodrum sınırlarına ortalama olarak 40 km uzaklıkta yerini
alıyor. Bafa gölü kenarına yerleşilmiş oldukça minik ve şirin bir köy. Tarih ve
arkeoloji seven herkesin uğrak noktası olmalı. Bizans dönemlerine ait birçok
farklı tarihi kalıntı bulunuyor.
Köyün güzelliklerinden bir tanesi de Ege Denizi ile çok eski
zamanlardan beri vedalaşan Bafa Gölü üzerinde hala tarihi kalıntıların yer
almaya devam ettiğidir. Bu şekilde yer alan adalar, 20 milyon kadar kuş
çeşidinin de yer aldığı sular dikkatleri çekiyor. Göl üzerine küçük olan
sandallar ile gezinti yapmak isteyenler, kuşların fotoğrafları ile ilgilenen
herkes için özel nokta.
28. Bozüyük Köyü
Osmanlı’nın Rodos fethini gerçekleştirmesinin ardından meydana
gelen minik, şirin bir köy. Oldukça verimli olan tarım arazilerinin ve
bakirliğinin yer almasından dolayı Baba Ocağı başta olmak üzere birçok farklı
önemli dizinin merkezi olmuştur. Pınarbaşı hem dinlenmek için hem de yemek
yemek için en uygun notasyonlardan bir tanesi oluyor.
29. Sokakağzı
Ayvacık sınırlarında adeta tarihin içerisinde yer alan bir
köy diyebiliriz. Eğer buraya gelecek olan ziyaretçiler Assos’u da görecekse Sokakağzı
ile arasında sadece 18 km fark var. Gece hayatı adına en ufak bir şey yok. Bu
yüzden gece hayatı seven kişilerin pek uğramaması gerekir. Daha çok huzur ve
lezzet arayan kişilerin adeta arayıp da bulamadıkları her şey tek bir noktada
toplanıyor da diyebiliriz.
30. Doğanbey Köyü
Rum mimarisine ait tüm güzellikleri üzerinde taşıyan ve
birçok evin restore edilerek yıkılmasına engel olunduğu Ege’nin karakteristik
olarak yer alan köylerinden bir tanesi. M. Önceki 7. yüzyıla kadar dayanan bir
tarihi bulunuyor. Yunanistan ve ülkemiz arasında 1923 yılının Ocak Ayının
30’unda imzalanan sözleşmeli protokol ile Selanik sınırlarından gelerek
yerleşmesini sağlayan mübadillerin köyü olarak adlandırılması yapıldı. Eski adı
Domatia’dır. Burada gezilecek özel yerler arasında eski Rumlara ait evler, Şorlak
Şelalesi, 2003 yılında restore işlemleri tamamlanmış olan Fauna Müzesi yerini
alıyor.
Ege sınırlarında gelen her kim olursa olsun işte adeta
huzurun dibine vurulacak bu 30 köyü ziyaret edebilirsiniz. Herkese hitap edecek
kadar farklı olan yapıları mevcut. Sizler de bir tatil için tercih edebilir ve
araştırmalarınız ile hayatınıza farklı bir aktivite olmasını sağlayabilirsiniz.