Film izlemek iş dünyasında genellikle öz geçmişlerimizde ‘ilgi alanları’ kısmında bulunuyor olsa da aslında hayatı anlamamıza olabildiğince yardımcı olan bir aktivitedir. İzlediğimiz her filmde, okuduğumuz her kitapta kendimize ait bir parça buluruz ve bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde o filme ya da kitaba bir anda bağlanırız.
Oprah, “Birisinin hakkında bir şey okursunuz fakat bu size kendi hayatınızı düşündürür. İşin en güzel yanı da budur. Kitapları bu nedenle severim” diyordu. İşte bu durum benim adıma filmler için geçerli. Gündelik hayatın rutini içerisinde her birimiz neden yaşadığımızı, hangi amaca bağlandığımızı unutup ve hepsinden önemlisi mutlu olmayı dahi unutarak yaşıyoruz. Her birimiz karamsarlığın içine düşmüş stres küpü haline dönüşmüş, trafikte saatlerini harcayan insanlar haline geliyoruz ne yazık ki. Sanırım bu bize iş dünyasının ya da hayat şartlarının en kötü getirisi.
Benim gibi düşünenler için de günün sonunda elinize kahvenizi alıp gün içinde yaşadığınız her şeyi unutup yalnızca kendinize ve isteklerinize yoğunlaşarak, keyifle ekranın karşısına geçip izleyebileceğiniz filmlerden oluşan bir liste hazırlamak istedim.
Bu filmler beni çok etkileyen ve isteklerime yoğunlaşmamı sağlayan birçok filmden sadece birkaç tanesi. Hazır da hafta sonu gelmişken arkanıza yaslanın ve seçeceğiniz filmin keyfini çıkarmaya bakın.
1. Forrest Gump
Bir film listesi hazırlarken o listede Forrest Gump olmazsa olmazlardan bir tanesidir benim için. 1994 yılında vizyona girmiş olan bu film halen günümüzde de birçok kez televizyon kanallarında gösterilmektedir. En iyi film kategorisi de dahil 6 Oscar ödülünün sahibi olan bu film, kült filmler listesinde yerini çoktan almıştır.
Daha önceki yazılarımda birçok insanın hayatından, yaşam tarzlarından, başarılarının sırlarından bahsederken değişmeyen bir madde vardı. ‘Basit olun’ basit yaşamanın aslında hiç de zor olmadığını, basit düşünerek hayatın aslında ne kadar anlamlı olduğunu hatırlatan bir filmdir Forrest Gump.
Forrest çok akıllı bir çocuk olmasa bile hepimizin sürekli unuttuğu şeyi yani kalbinin sesini dinlemeyi her zaman başarmıştır. Bu durum da ona zor görünen şeyleri aslında istediğinde elde edebileceğini göstermiştir. Bu sebeple basit yaşamanın bizlere en güzel ve en tatlı örneğini Forrest Gump veriyor. Unutmayın: “Hayat bir kutu çikolata gibidir, içinden ne çıkacağını asla bilemezsin.”
2. Whiplash
Çok yüksek tempolu bir film diye lanse edilen Whiplash, 2014 yılına damgasını vurmuş filmlerden bir tanesidir. Başarının, tutkunun, azmin, sabrın ve çok çalışmanın getirilerini bu filmde görebiliyoruz. Bazı zamanlarda hayat istediğimiz gibi gitmese de hayallerinden vazgeçmeyen bir gencin ne olursa olsun, olmak istediği ‘o’ kişiye olan tutkusunun çok çalışmasına ve performansına yansıdığına şahit olacaksınız.
16 ayrı dalda ödül alan Whiplash, şimdiden başarılı ve kült filmler listesine adını yazdırmayı başardı. Gerçekten izlerken keyif alacağınız, gerek müzikleri gerekse de o başarma hırsıyla, bir şeyleri yapmak isteyen, hedeflerinin peşinden koşan, azimli kişilerin bu isteğini daha da perçinleyecek olan nefes kesici bir film.
3. Esaretin Bedeli (The Shawsank Redemption)
Baş rollerini Tim Robbins ve Morgan Freeman’ın paylaştığı bu film, IMBD film sıralamasında birinci sırada yer almaktadır. Bence de gelmiş geçmiş en başarılı film olan Esaretin Bedeli, banker bir adamın üstüne bir suç kalmasından dolayı haksız yere hapishaneye düşmesini konu alıyor. Hiç akıl almayacak olayların geliştiği filmde, ciddi anlamda sabrın ve çok çalışmanın bir örneğini görebiliyoruz.
İlk izlediğimde çok fazla sürprizle karşılaştığım bu film açıkçası bana hayatım boyunca hiçbir şeyden korkmamam gerektiğini ve ne olursa olsun mutlaka bir umudun olduğunu telkin etti. Zira bahsetmiş olduğum bu duruma filmden bir sözle örnek vermek istiyorum: “Korkun seni hapseder, umut ise özgür bırakır.”
Hafta sonunuza çok fazla yakışacağını düşündüğüm bu filmle siz de benimle aynı duyguları paylaşacaksınız eminim.
4. Ölü Ozanlar Derneği (Dead Poets Society)
Günümüzdeki ‘An’ı yaşamak’ tabirinin çıkış noktasıdır Ölü Ozanlar Derneği. 1989 yılında çekilmiş olan bu filmin boş rol oyuncusu Robin Williams’dır. Film 1959 yılında geçer ve bir öğretmenin ders verdiği çocukların hayatlarına nasıl dokunduğunu anlatan güzel bir filmdir. Özgür düşüncenin, kişinin isteklerinin peşinden koşmasının ve yalnızca içinde bulunduğu andan keyif almasını öğütleyen filmde Robin Williams’ın muhteşem oyunculuğu da göz ardı edilemez boyutta.
En iyi özgün senaryo dalında Akademi Ödülü alan bu film, gerek senaryosu, gerek oyuncu kadrosu gerekse de oluşturduğu hayran kitlesiyle başyapıtlar arasına girmeyi çoktan başarmıştır. Bu filmi izledikten sonra Robin Williams’ın sözleri aklınızdan çıkmayacak. “Seize the day!” (An’ı yaşa!)
5. Büyük İskender (Alexander The Great)
Tarihin gördüğü en büyük komutan diye nitelendirilen Büyük İskender’in hayatını anlatan bu film 2004 yapımı olup bir Oliver Stone filmidir. Baş rollerini Colin Farrell ve Angelina Jolie’nin paylaştığı bu filmde tarihin en büyük komutanının zaferlerini göreceksiniz. Film başlar başlamaz sizi şu sözle ele geçiriyor: “Fortune favors the bold!” (Talih cesurları sever!)
Cesareti ve aklıyla tarihe adını kazımayı başaran Büyük İskender’in dik duruşu, azmi, stratejik kararları ve hepsinden önemlisi cesaretinin anlatıldığı bu filmden etkilenmemeniz mümkün değil. Koskoca bir devletin gencecik bir komutanın ellerinde nasıl büyüdüğünü ve dünyanın neredeyse hakimi olduğunu görünce eminim ki sizin de içinizdeki o dev uyanacaktır.
“Her zaman hatırlanacak olanlar daima büyük hayallerin peşinden koşanlardır!” – Büyük İskender’in bu sözünden hareketle, içinizdeki cesareti ortaya çıkarmak istiyorsanız bu film tam size göre!
6. Dingin Savaşçı (Peaceful Warrior)
Bir jimnastikçinin gerçek öyküsünden filme uyarlanmış 2006 yapımı bir filmdir. Bu zamana kadar izlediğim, her cümlesi koca bir ders niteliğinde olan nadir filmlerden bir tanesidir Dingin Savaşçı. İzlediğinizde kimi zaman üzülecek kimi zaman da gururla dolacaksınız. Başarı yolundaki en büyük engellerden bir tanesi olan sabırla imtihan ve kibir bu filmde ön plana çıkmış temalar arasında yer alıyor.
Dingin Savaşçı’nın başarı yolunda takıldığı bu engeller onu bir daha kalkamayacak hale getirse de azimle istikrarlı bir çalışmayla herkes tarafından doğru diye bilinen tüm değerlerin yıkılabileceğini görecek aynı zamanda istediğiniz her şeyi yapabilecek gücü de kendinizde bulacaksınız.
Başarı yolunda karşısına çıkan Sokrates lakaplı ihtiyarın en sevdiğim sözünü paylaşmak isterim sizinle: “Herkes sana ne yapacağını ya da senin ne için neyin iyi olduğunu söylemek ister. Kendine has cevaplarını bulmanı istemezler, kendi cevaplarına senin de inanmanı isterler.”
7. Umudunu Kaybetme (The Pursuit of Happyness)
2006 yılında Steven Conrad’ın senaristliğini üstlendiği ve baş rolünü Will Smith’in canlandırdığı filmdir. Film konu itibariyle 1981 yılında geçmektedir.
Filmde elindeki tüm imkanlarını oğlu için zorlayan bir babanın azmi gözler önüne serilmiştir. Elindeki her şeyi maddi imkansızlıklar yüzünden kaybetmiş ancak tutunacak tek bir dalı kalmış olan filmdeki adıyla Chris Gardner’ın yaşam mücadelesi her izleyeni derinden etkileyecektir buna eminim.
Üstün bir çaba, kararlılık ve hepsinden öte umudu aşılayan bu filmde en etkileyici sözlerden birini paylaşmak istiyorum sizlerle: “Birinin sana bir şey yapamazsın demesine izin verme, benim bile. Bir hayalin varsa onu koruman gerek. İnsanlar bir şey yapamaz ve senin de yapamayacağını söylerler. Bir hayalin varsa onu zorla al.”
8. Kazanma Sanatı (Moneyball)
Baş rolünde Brad Pitt’in oynadığı 2011 yapımı beyzbol konulu bir filmdir. Brad Pitt’in harika oyunculuğu bir başarı hikayesi ile birleşince ortaya çok güzel bir film çıkıyor. Brad Pitt bu filmde bir beyzbol takımı antrenörünü canlandırıyor. Ve neredeyse yok olmuş bir takımı ve spor camiasında ismi unutulmuş sporcuları yeniden hayata döndürüyor. Herkesin karşı çıkmasına rağmen o bundan vazgeçmiyor ve ortaya güzel bir başarı hikayesi çıkıyor.
Filmin en güzel repliklerinden birini ise sizlerle paylaşmak istiyorum: “Hayatımda para odaklı bir kere karar verdim ve o günden beridir de bunu yapmıyorum.”
Bu film çaresizliğe düşmüş umudunu kaybetmiş olan kişilere bir umut ışığı olacak nitelikte.
9. Creed – Efsanenin Doğuşu (Creed)
Efsane film serisi olan Rocky filmlerinin günümüze uyarlanmış halinde bu sefer karşımıza Creed çıkıyor. Rocky filmlerinden de tanıdığımız Apollo Creed’in oğlunun hayatının konu alındığı filmde yine baş rolde Slyvester Stallone‘u görüyoruz. Ona eşlik eden ise Michael B. Jordan.
Filmde Creed zengin bir hayat sürüyorken sahip olduğu her şeyden vazgeçerek boksa karşı olan tutkusunun peşinden gitmeye karar verir ve bunun için Rocky’i bulur. Rocky muadili bir filmi anımsatan bu film beklentilerimin çok ama çok üstündeydi.
İnsan kendisini ait hissettiği yerdedir her zaman. O yerden çok farklı bir yerde olsa bile. Creed filminde de bunu görüyoruz. İnat, azim, cesaret ve tutku… Bunların hepsi Creed’e kendi ismini insanlara kabul ettirme imkanı tanıyacak. Sıkılmadan izleyeceğiniz bir film olacaktır eminim. Filmdeki en sevdiğim repliklerden biri ise şöyle: “Konuşurken bir şey öğrenemezsin. Hayatın gerçeği budur. Çünkü konuştuğun sürece dinleyemezsin.”
10. Yeniden Başla (Begin Again)
Baş rollerini Keira Knightly ve Mark Ruffalo’nun paylaştığı 2013 yapımı bu güzel film New York’ta geçiyor. Filmde Ruffalo, ailesini kaybetmiş düzensiz bir hayatı olan sıradan bir adamdır. Müzikle ilgilenir ve tanıştığı Knightly onun için hayata yeniden başlamasına ilham verir.
Sevdiğin şeyin peşinden koşmanın ne kadar güzel olduğunu ve sadece kendi doğrularınla hayatını yaşamanın ne kadar güzel ve de anlamlı olduğunu bizlere anlatan çok güzel müzikal tadında bir filmdir. Filmde en sevdiğim sorulardan ve düşünmeme sebep olan cümlelerden bir tanesini de sizlerle paylaşmak isterim: “Başkalarının ne düşündüğü neden bu kadar umurunda?”
Emin olun bu filmde birden fazla soruyu kendinize soracak ve cevabını da yine kendi içinizde arayacak ve bulabileceksiniz.
Şimdiden iyi seyirler!