İsrail ve Hizbullah, 2006 yılında sona eren çatışmadan yıllar sonra tekrar karşı karşıya kalmış durumda. New York Times analizlerine göre, İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonlarının yanında Lübnan'da yürüttüğü kara harekatında ciddi kayıplarla karşılaştı. Öte yandan, Hizbullah ise etkili roket ve füze saldırılarıyla İsrail'e önemli ölçüde meydan okumakta. Bu yenilenen düşmanlık, geçmişteki uzun süreli anlaşmazlıkları daha da derinleştirmektedir.
Çatışmanın Yeniden Alevlenme Sebepleri
İsrail ve Hizbullah arasındaki çatışmalar, yıllar boyunca tekrar eden bir döngüyle dikkat çekiyor. Düşmanlıkları 1980'lere kadar uzanıyor ve 2006 savaşından sonra da ara ara gündeme gelmişti. Geçtiğimiz 7 Ekim’de, Hamas saldırılarını başlatmasının ardından Hizbullah da İsrail'in kuzeyine yönelik füze saldırılarını artırdı. Taraflar geniş çaplı bir savaştan kaçınmak için dikkatli davranmayı denese de, sınırdaki gerilim hala sürüyor. 2006 yılında Birleşmiş Milletler tarafından önerilen askerden arındırılmış bölge ise hala etkili bir çözüm olarak işlerlik kazanmış değil.
İsrail ve Hizbullah'ın Askeri Yetkinlikleri
İsrail'in Askeri Kapasitesi
İsrail, 2023 yılında 170 bin aktif görev personeli ve geniş bir yedek personel havuzuyla güçlü bir askeri kapasiteye sahip. İsrail ordusu, Demir Kubbe ve Arrow 3 gibi modern hava savunma sistemleri ile donatılmış durumda ve silah ihracatı alanında dünya liderlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Gazze’deki askeri operasyonlarının yanı sıra küresel düzeyde kapsamlı savunma stratejilerini sürdürüyor.
Hizbullah'ın Askeri Kapasitesi
Hizbullah, 50 ila 100 bin arasında değişen askeri personeli ile tanınır. Örgüt, İran'ın desteğiyle güçlenmiş ve balistik füzeler ile roket sistemleri üzerine stratejiler geliştiriyor. Güçlü gerilla taktikleriyle dikkat çeken Hizbullah, savunma ve işgal stratejilerinde deneyim kazanmış ancak sınırlı hava savunması nedeniyle İsrail’in hava saldırılarına karşı savunmasız kalabiliyor.
İsrail-Hizbullah Çatışmalarının Tarihçesi
1980'ler: Hizbullah'ın Kuruluşu ve İlk Aksiyonları
Hizbullah, İsrail'in 1980'lerde Lübnan'ı işgaline karşı İran tarafından desteklenen bir direniş örgütü olarak kuruldu. Gerilla saldırıları düzenleyerek İsrail'e ağır kayıplar verdirmeyi başardı.
2000 ve 2006: İsrail'in Çekilmesi ve Yükselen Tansiyon
2000'de İsrail’in Lübnan’dan çekilmesinin ardından 2006'da yaşanan yeni çatışmalar, Lübnan sınırındaki gerilimi canlı tuttu. Özellikle 2006'daki savaş, Hizbullah'ın İsrail'e karşı etkili direniş göstermesi ile tarihefıd.
2006 Sonrası: Süreç Nasıl Gelişti?
Hizbullah, 2006 savaşından sonra silah kapasitesini artırmayı sürdürdü. Son yıllarda gerçekleşen binlerce saldırı, İsrail'e ciddi zararlar verirken, sürekli tekrarlayan çatışmaları daha da karmaşık hale getirdi. Bu durum, iki tarafın yıllardır süregelen sorunlarını çözme aşamasında büyük zorluklar yaşamasına neden oluyor.
İsrail ve Hizbullah Çatışmaları Hakkında En Merak Edilen Sorular
İsrail ve Hizbullah arasındaki çatışmaların kökeni nedir?
İsrail ve Hizbullah arasındaki düşmanlığın kökeni, 1980'lere kadar dayanıyor. Hizbullah, İsrail'in Lübnan'ı işgaline karşı İran'ın desteğiyle bir direniş örgütü olarak kuruldu. O dönemdeki gerilla saldırılarıyla İsrail'e ciddi zararlara yol açtı ve bu olaylar, iki taraf arasında kalıcı bir husumetin temelini attı. 2000'li yıllarda İsrail Lübnan'dan çekildiğinde, sınırdaki gerginlik azalış göstermedi. Aslında 2006 yılında yeniden parlayan çatışmalar, bu düşmanlığın hala canlı ve ciddi bir güvenlik sorunu olarak kalıcı olduğunu gözler önüne serdi.
İsrail ve Hizbullah’ın askeri stratejileri arasındaki ana farklar nelerdir?
İsrail ve Hizbullah'ın askeri stratejileri farklılık gösterir. İsrail, gelişmiş hava savunma sistemleri ve modern teknolojiye sahip olan güçlü bir orduya dayanır. Demir Kubbe ve Arrow 3 gibi sistemlerle savunma yaparken, strateji olarak askeri teknoloji ve hava üstünlüğü üzerine odaklanır. Öte yandan, Hizbullah ise gerilla taktikleri kullanarak mücadele eder. İran'dan aldığı destekle balistik füze ve roket kapasitesini geliştiren Hizbullah, bu silahları stratejik bir avantaj olarak görür. Ancak, sınırlı hava savunma kapasitesi nedeniyle İsrail'in hava saldırılarına karşı yeterli bir savunma sağlayamaz.