Para Hakkında Sert Gerçekleri Öğreten Bazı Filmlerden En İyi 3 Alıntı
Gökşen Akyüz Görüntlenme: 10289
Para Hakkında Sert Gerçekleri Öğreten Bazı Filmlerden En İyi 3 Alıntı
Beyaz perde kimi zaman gerçek dünyayı yansıttığı için yararlandığımız en etkili ilham kaynakları arasında öne çıkabiliyor. Hayatımız birçok açıdan zorlaştığında, özellikle motivasyonel filmler bizlere bakış açılarımızı değiştirip daha güçlü olmamız konusunda yol gösterici olabiliyor.
Beyaz perdenin bizlere gerçek dünyayı resmettiğini ve finans etrafında dönen bir dizi filmden birkaç alıntı yaptık. Bu alıntıların genel olarak kişisel finans alanında biraz bile olsa bakış açınızı değiştirerek ufkunuzu geliştirmesi hususunda yol gösterici olacağına inanıyoruz.
Burada Boiler Room, hala defalarca kez izlemeye doyamadığımız Fight Clup ve son olarak da The Wolf of Wall Street filmlerinden size genel olarak para ve kişisel finansal hakkında bakış açınızı değiştirip ufkunuzu geliştirecek üç sözü paylaşıyoruz. Hatırlatmak gerekirse, daha önce profesyoneller tarafından dile getirilen yatırım ile ilgili sözler için bir derleme hazırlamıştık ve dilerseniz, bahsettiğimiz bu makaleye de bir göz atabilirsiniz.
1. Boiler Room
Jim Young, Boiler Room, New Line Cinema.
Jim Young: “Bir satışın yapılmadığı hiçbir görüşme yoktur. Yaptığınız her görüşmede mutlaka bir satış olur. Ya siz müşteriye bir hisse satarsınız ya da o size mazeretini satar. En nihayetinde her iki şekilde de bir satış yapılır, tek soru bunu kimin yapacağıdır. Siz mi, o mu? Acımasız olun, işte hepsi bu kadar.”
Satış yapmak sadece, bu filmde de bulunan hisse satışı yapmaya çalışan aracı kurum çalışanları gibi, brokerlar için geçerli değildir. Zira hayatta herkes bir şekilde kendini pazarlayıp satarak satış yapmaya çalışıyor. Bir iş görüşmesi yaparken veya sattığınız bir ürünün müşteriniz için iyi bir alım kararı olduğuna onu ikna etmeye çalıştığınız benzer herhangi bir durumda esasen bir nevi kendinizi satmaya çalışıyorsunuz.
Çoğu insana “kendini satıyor” olma düşüncesi pekala oldukça rahatsız edici ve son derece kaba gelebilir. Ama durum böyle. En nihayetinde, niteliklerinizi ve sahip olduğunuz yeteneklerinizi kullanarak kendinizi ya potansiyel bir müşteriye ya da işverene satmayı başarırsınız ya da başaramazsınız. Her daim kendilerini işverenlere ya da nitelik ve yeteneklerini kullanarak ürün veya hizmetlerini en iyi satanların daha fazla para kazandığını söylemek gerekiyor.
2. Fight Club
Tyler Durden, Fight Club, 20th Century Fox.
Tyler Durden: “Reklamcılık, ihtiyaç duymadığımız şeyleri satın alabilmemiz için nefret ettiğimiz işlerin peşinde koşmamızı sağlıyor.”
Burada amaç, altını çizmekle bitiremeyeceğimiz Fight Club filminde geçen muhteşem sözlerin tamamı hakkında konuşmak değil, ancak bu alıntı kişisel finans bağlamında göz ardı edilemeyecek kadar iyi. Tüketici odaklı ekonomimizde kaybolduğumuzdan, öyle ki yaşamda gerçekten önemli olan şeyleri çoğu zaman görmezden gelebiliyoruz.
Nefret ettiğimiz bir işe bağımlılığımızı azaltmak yerine, mutluluğu her gün karşımıza çıkarılan maddi şeylerde bulmaya çalışıyoruz. Muhtemelen, farkına bile varmadan, pahalı eşyalarla doldurulmuş büyük boyutlu evlerde yaşıyoruz ve daha da fazla lüks bir yaşamın peşinde koşuyoruz. Her maaşımızı, aslında gerçekten çok da ihtiyaç duymadığımız pahalı ve gereksiz şeylere harcayabiliyoruz. Kabul etmek biraz zor ama burum sizin için böyleyse para harcamadan önce sizi hayatta gerçekten neyin mutlu ettiğini düşünmeye vakit ayırmanız iyi bir fikir olabilir.
3. The Wolf of Wall Street
Mark Hanna, The Wolf of Wall Street, Paramount Pictures.
Mark Hanna: “Oyunun adı, parayı müşterinin cebinden kendi cebine indirmektir. Bu, Wall Street’in en temel kuralıdır. Bir hissenin artması, düşmesi veya döngü içerisine girmesini hiç kimse kestiremez, tabii Warren Buffett ya da Jimmy Buffett değilse…”
Bu, hiç kuşku yok ki en iyi haliyle oldukça acımasız bir dürüstlüktür. Haberleri takip edip anlamlandırmak ve hisse senedi fiyatlarını etkileyen faktörler gibi birçok unsuru analiz etmek için sayısız saatler harcanıyor, ancak sonunda ne olacağını kimse bilmiyor. Kabul etmek gerekir ki yatırım piyasası irrasyonel yatırımcılarla dolu. Böyle bir durumda hangi yatırımcının yarın ne yapacağını tahmin etmeye çalışmak aptalca bir oyundan öteye gitmeyecektir. Kendine güvenen, yüksek maaşlı, gösterişli takım elbiseli, televizyonda görünen analistler bile çoğu zaman piyasayı yanlış anlayıp yorumlayabiliyor.
Buradan çıkarabileceğiniz en temel ders, maaşınızın farkında olmanız ve gereksiz harcamalarınızı en aza indirmeye çalışarak, risk toleransınız ve yaşam hedefleriniz açısından yatırımlarınız için uygun şekilde sermaye tahsis etmek olabilir. Çünkü hiç kimse kişisel finans özgürlüğünüzü ve finansal geleceğinizi sizin kadar umursamıyor ve en iyi analistler de dahil olmak üzere hiç kimse kimse kusursuz değil.