Yıllarca yurtdışında eğitim almak birçok insan için çoğu zaman uzak bir seçenek olarak görüldü. Birçok aile genç yeteneklere maddi problemler nedeniyle
“bizim oralara gücümüz yetmez” diyerek kendilerini daha fazla geliştirmelerine ne yazık ki imkan tanıyamadılar. Fakat eğer başarılı bir öğrenciyseniz maddi yetersizlik sizin için engel teşkil etmeyecektir.
Bu yazımda başarılı gençlere yurtdışında eğitim almanın çok da zor olmadığını adım adım anlatmaya çalışacağım.
Teknolojinin de fazlasıyla geliştiği günümüzde birçok imkana ulaşmak takdir edersiniz ki artık çok kolay. Yapmanız gereken ilk şey, gitmek istediğiniz okulun sitesine girip okula giriş şartlarının belirtildiği “admission” sayfasından kriterleri öğrenmek olmalı. Bu sayfalarda okulların öğrencilerden, yani sizden talep edeceği kabul şartlarını öğrenmeniz oldukça önemlidir. Genel olarak özetleyecek olursam her okulun sizden aşağı yukarı aynı şeyleri isteyeceğini söyleyebilirim.
Peki nedir bu kabul şartları onları adım adım görelim:
En temel şart yabancı dil
Dünyanın her neresine giderseniz gidin alacağınız eğitim uluslar arası alanda geçerli dil olarak kabul edilen İngilizce olacaktır. İş dünyasında İngilizce artık kendi ülkemizde dahi işe kabul için bir ön koşul iken yurtdışı için olmazsa olmaz kriterlerden biridir. Başvurmak istediğiniz okul sizden İngilizce yeterliliği isteyecektir. İngilizce yeterliliğinizi de ancak resmi kurumların verdiği belgelerle kanıtlayabilirsiniz.
Birçok kanıtlama yöntemi olmakla beraber bunlardan en çok rağbet göreni TOEFL ya da IELTS’tir. TOEFL genellikle IBT (internet-based) olup sınavı online ortamda olmaktan hoşlanmayanların pek tercih etmediği bir sınavdır. IELTS ise yazılı sınavdır. Genel beklenti ise TOEFL’dan 90 puan ve üzeri ya da IELTS’den 7.0 ve üzeri almanızdır. Bu dil koşullarından birini sağladığınız takdirde diğer kriteri öğrenmeye geçebilirsiniz.
İyi bir not ortalaması sağlayın
Her okul için ön koşul olmayabiliyorken not ortalamanız, bazı okullar için olmazsa olmaz kriterlerden biridir. Örneğin, Boston Üniversitesi en az 3.70 ortalama istiyor master programına kabul alabilmeniz için. Bu da
başvurunu not ortalaman 3.70’in üzerindeyse dikkate alırım anlamı taşıyor. Okulların seçici olmaları çok sık rastlanan bir şey. Ancak genel algı ortalama düzeyde bir okul için ortalamanızın 3.00 ve üzerinde olmasıdır.
Başta da dediğim gibi bazı okullar için not ortalaması önemli değildir. Ancak bunun yerine önem verdiği başka diğer şeyler vardır. Not ortalaması dışında en çok önem verilen şey ise referanslarınızdır. Başvuru esnasında size referans olan isimlerin yazmış oldukları mektuplar ve tanıtım yazıları başvurunuz için olmazsa olmaz tamamlayıcılar arasındadır. Çünkü iyi bir referans bulabilmek, iyi bir öğrenci olabilmeyi gerektirir. Kaliteli referanslarınız da öğrenciliğiniz iyi ve aynı zamanda iletişim yeteneğinizin de gelişmiş olduğunu gösterir.
Burs imkanlarından yararlanın
Aslında öğrencileri en çok endişelendiren şeylerden biri de burs bulma konusudur. Yurtdışında eğitim alabilmek için en az 35-40 bin dolar kadar parayı gözden çıkarmak gerekiyor eğer parlak bir öğrenci değilseniz. Ancak bu kadar para veremem diyorsanız o zaman burs imkanlarını araştırmanız gerekecektir.
Bazı özel firmaların verdiği burslar mevcut pek tabi. Bunun yanı sıra ALES’e girmeniz durumunda MEB’in de yurtdışında yüksek lisans için 50 bin dolara kadar katkıda bulunduğunu biliyoruz. Ancak bu bursların sizden tek bir şartı vardır. Size tüm her şeyi temin ederken gidiş dönüş uçak biletinizi de almaktadır. Yani yüksek lisans yaptıktan sonra hemen ülkenize geri dönecekseniz bu burslar sizin için biçilmiş kaftan. Yok ben dönmem diyorsanız o zaman başvurduğunuz okulun burs imkanlarından yararlanmaktan başka çareniz yoktur. Başarılı bir öğrenciyseniz ve yüksek lisans süreniz boyunca da başarılı olacağınıza dair söz verirseniz okulunuz sizi burslu öğrenci olarak kabul eder.
Okul, ücretin tamamını vermediği takdirde de öğrenciyken çalışmanızı isteyebilir. Kütüphanede çalışabilirsiniz, öğrenci kulüplerinde görev alabilir ya da araştırma görevlisi olabilirsiniz. Tüm bunların dışında sizden orada minimum 5 yıl kadar kalmanızı daha isteyebilir. Yüksek lisans ve doktoranızı bir arada yaparsanız tek kuruş para almayacağını belirterek sizi okula kabul eder. Bunun nedeni de
“biz eğer burs veriyorsak en azından bizim ülkemizde bir proje üretip tez yazarak katkıda bulunmalı” düşüncesidir.
Çin, Japonya, Singapur gibi ülkeler çok daha kolay burs verip okul fiyatları daha ucuzken Amerika’daki okulların bu konuda daha pahalı ve seçici olduklarını söyleyebilirim. Asya ülkelerinde eğitim almak istiyorsanız, bu bilgi de aklınızın bir köşesinde bulunmuş olsun.
Sosyal sorumluluk projelerine katılın
Lisans eğitiminizi aldığınız dönemde hatta lise döneminizde bile sosyal sorumluluk projelerine katılmış olmanız olabildiğince önemlidir. Örneğin, yoksul ülkelerdeki çocuklara İngilizce öğretmenliği yapmak, kimsesiz çocuklarla ilgilenmek ya da sokak hayvanları için herhangi bir projede görev almak gibi sosyal sorumluluk projelerine yapacağınız katkılar başvurunuz açısından harika bir yapı taşı olacaktır. Zira bu durum dış dünyanızdaki olaylara karşı duyarsız olmadığınızı ve hayatınızdaki her şeyin ders çalışmak olmadığını gösterecektir.
Not: Eğer sosyal sorumluluk projelerinde yer almadıysanız, iyi bir sporcu olmak da sizi bir adım öne geçirecek bir seçenektir. Örneğin, lisede ya da üniversite hayatınızda okul basketbol takım kaptanıysanız başvurunuzun büyük bir ilgiyle inceleneceğinden emin olabilirsiniz.
Kendinizi iyi tanıyın
Bence başvuru sürecindeki en önemli kriter budur. Şöyle ki, yurtdışındaki her okul kendinizi tanıtan bir yazı yazmanızı ister. İşte bu basamak kolay gibi görünen ama gerçekte bıçak sırtı olan bir durumdur. Egoist, megaloman tavırlar sergileyebilirsiniz farkında olmadan. Bazı yurtdışı eğitim danışmanlık hizmeti veren firmalar bu konuda kişiye yardımcı olabiliyorken yüklü miktarlarda da ücret talebinde bulunabiliyor. İşte bu yüzden dile hakim olmanız ve kendinizi iyi tanıyor olmanız en büyük etkendir. Unutmayın ki sizi sizden başkası iyi bir şekilde tanıyamaz ve anlatamaz.
Hayat olmaz sandıklarımızla her gün bize sürprizler yapıyor.
Forrest Gump’ta da denildiği gibi
“Hayat bir kutu çikolata gibidir. İçinden ne çıkacağını asla bilemezsiniz.” Her konuda olduğu gibi yurtdışı eğitimde de önemli olan asıl şey kendinize güvenmeniz ve cesaretli olmanızdır, sonrasında inanırsanız zaten yapabilirsiniz.