Her birimizin mutlaka ki öğrencilik zamanlarında aklından geçen bir şeydir yurtdışında eğitim almak. Ancak genellikle yurtdışında eğitim alabilmek için ya çok yüksek bir gelire sahip olmamız gerekiyor ya da çok başarılı bir öğrenci olup burslu bir şekilde yurtdışına gitmemiz gerekiyor. Ancak gelişen eğitim fırsatları çerçevesinde artık birçok okul kendini dünyaya açmaya karar vermiş ve yabancı öğrenci kabulü konusunda birçok imkan tanımaya başlamıştır.
Okul seçimi süreci herkes için aslında zahmetlidir. Özellikle aklında hangi ülkede okuyacağına dair bir fikri olmayan veya hangi okulu ve alanı tercih edeceğini bilmeyen kişiler için bu durum iki kat daha zor bir hale bürünmektedir. Fakat okul seçimi konusunda az sonra paylaşacağım kriterler işinizi biraz daha kolaylaştırabilir. Daha önceki yazılarımdan birinde bir yabancı okula kabul şartlarının aşağı yukarı nasıl olduğunu sizlere anlatmıştım. Bu yazımda da yurtdışında okul seçimi yaparken hangi kriterleri baz almanız gerektiğinden bahsedeceğim.
Çünkü alacağınız her bir eğitim, ister yabancı dil eğitimi olsun, ister lisans ister yüksek lisans eğitimi veya diğer mevcut programlar olsun, hepsi sizlerin geleceğinizi şekillendirecek olan önemli yapı taşlarından bir tanesi olacaktır. Herkesin kendi temelini inşa etmeye başladığı bu evrede hangi eğitim olursa olsun fark etmeksizin okul seçimi bu noktada kilit bir rol üstlenmiş vaziyettedir.
Şimdi, gelin hep birlikte okul seçiminde önemli rol oynayan ve seçim yaparken mutlaka dikkat etmeniz gereken kriterlere bir göz atalım.
Okulun itibar oranı
İlk olarak okul seçiminde bakmanız gereken şey okulların itibar oranıdır. Bu itibar oranı daha çok öğrenci veya mezunların ya da okul bünyesine mensup olan kişilerin verdiği puanlardan oluşmaktadır. İtibar oranı ilgili okulun mezunlarının iş bulma oranları, tarihi ve yeri hakkında az çok bilgi verir. Kısacası okulun prestijini özetleyen ve açık bir şekilde gösteren bu değerlerin geleceğiniz açısından önemli olacağı kanaatindeyim. Zira özellikle de profesyonel hayata geçtiğinizde sizleri tanımadan işe alım aşamasında yapılacak olan ön değerlendirme sırasında okulun itibar oranı eğer yüksekse bunun faydasını bir hayli göreceksiniz.
Şöyle bir dipnot da eklemek isterim ki, okul hayatınız, profesyonel hayata geçtikten sonra size sadece bir etiket verir. İş hayatına geçtiğiniz andan itibaren kendinizi bambaşka bir okulda bulursunuz.
Eğitim almak istediğiniz alandaki sıralamalardaki yeri
Aslında belirtmiş olduğum her madde birbirini tamamlayıcı nitelikte. Bu madde de okulun itibar oranıyla eş değer aslında. Çünkü, tercih edeceğiniz okulun, eğitim almak istediğiniz alanda saygın bir okul olması yine sizin avantajınıza olacaktır. Örneğin, bir okul işletme alanında iyi olup da hukuk ya da mühendislik gibi alanlarda, işletme alanında sergilemiş olduğu başarıyı sergileyemeyebilir. Bu sebeple seçeceğiniz alana özel bir araştırma yapıp verileri değerlendirmeniz daha mantıklı kararlar almanızı sağlayacaktır.
Maddeye ek olarak, bu tür sıralamalara
www.usnews.com/rankings isimli web sitesinden ulaşabilirsiniz. Bu adreste her yıl düzenli bir şekilde hazırlanan bu veriler arasında dünyadaki her üniversitenin sıralamasını görebileceğiniz gibi ülke bazında ve okulların bölümleri bazında da araştırmalar yapabilirsiniz.
Akreditasyon ve YÖK denkliği
Bu durum öğrenciler için büyük önem arz ediyor. Zira, özellikle yurtdışında okulu bitirip Türkiye’ye dönmek isteyenlerin daha da dikkat etmesi gereken bir durumdur YÖK denkliği.
YÖK denkliği hakkında nasıl bilgi alabiliriz derseniz, bir dilekçeyle başvurunuzu yapıp gitmek istediğiniz ya da gideceğiniz okulun diplomasının YÖK tarafından tanınıp tanınmadığını öğrenebilirsiniz.
Akreditasyonlar ise ne yazık ki ülkemizde çok fazla üniversite tarafından sağlanamayan ve esasen çok ama çok önemli olan bir kavramdır. Bunun özellikle yüksek lisans eğitimini almak isteyen ya da Türkiye’de okulunu bitirip yurtdışında çalışmak ya da staj yapmak isteyen öğrencilere çok güzel kapılar açtığını söyleyebilirim. En çok bilinen akreditasyon AACSB isimli akreditasyondur. Ve ülkemizde bu akreditasyona sahip olan tek bir devlet okulu vardır. O da İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’dir. Bunun dışında vakıf üniversiteleri bazında da sadece Bilkent Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi’nde bulunmaktadır.
Bu akreditasyonlarla diplomanız aynı akreditasyona sahip olmuş olan üniversiteler tarafından tanınır ve değişim programlarında o üniversitenin eğitim koşullarıyla aynı imkana sahipmişsiniz gibi kabul edilirsiniz. Yabancı şirketler bu akreditasyonlar sayesinde ana diliniz İngilizce değilse bile sizden yabancı dilinizin iyi seviyede olduğunu herhangi bir test sınavı ile kanıtlamanızı da istemez.
Program süresi
Alacağınız eğitim her ne olursa olsun ister yabancı dil eğitimi ister lisans ister yüksek lisans olsun bu konuyu iyi araştırmanız gerekir. Zira bu sizin isteğiniz ve maddi imkanlarınızla da olabildiğince bağlantılı bir durumdur. Birçok okulda çeşitli sürelerle eğitim imkanları mevcuttur ve bu bilgileri de gitmeyi düşündüğünüz okulların internet adreslerine girerek rahatlıkla öğrenebilirsiniz.
Giriş koşulları, şartlı giriş imkanları
Üniversitelere giriş koşulları hakkında daha öncesinde detaylı bir yazı yayınlamıştım. Bahsettiğim ilgili yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
Bu maddede üstünde durmak istediğim nokta şartlı giriş imkanı. Diyelim ki İngilizce yeterliliğinizi üniversiteye kanıtladınız ancak SAT ya da ACT gibi sınavlarda olması gereken puanın altında bir sonuç aldınız. Böyle durumda üniversite size güzel bir avantaj sağlıyor. Üniversitenin belirlemiş olduğu not ortalamasının üzerinde bir ortalamaya sahip olabilirseniz üniversite eğitiminize engelsiz bir şekilde devam edebiliyor ve direkt olarak ikinci sınıfa geçiş yapabiliyorsunuz.
Programın içeriği ve kariyer imkanları
Programın içeriği de üniversite seçiminde olabildiğince önemli bir unsurdur. Burada karar verirken daha çok ilgi alanlarınıza yönelik seçim yapmanız hem sizin yararınıza olacaktır hem de öğrencilik hayatınızı keyifle sürdürebilmenize yardımcı olacaktır.
Kariyer imkanlarına gelince de Türkiye’de de sıklıkla rastladığımız gibi birçok üniversite, kendi öğrencilerine staj imkanları ya da okulun içerisinde haftalık maksimum 20 saat çalışma izni sağlayabiliyor. Özellikle staj imkanları daha çok mühendislik alanlarında, hukuk ve işletme gibi bölümlerde öğrenciye bir imkan olarak sunuluyor.
Bu durum da sizin öğrencilik hayatınızda iş dünyasından uzak kalmadığınızı gösterdiği gibi ikili insan ilişkilerinizi erken yaşta geliştirme olanağını sizlere veriyor.
Lokasyon ve kampüs imkanları
Küçük yaşlarımızdan beri gittiğimiz ilkokul da dahil olmak üzere, okulların konumumun çok önemli bir seçenek unsuru haline geldiği aşikar. Her birimiz ya merkezi bir okulda okumak ya da imkanların daha iyi olduğu bir okulda okumayı tercih ederiz. Yurtdışında okul seçerken de bu kriter olabildiğince önemli.
Zira özellikle Amerika’daki okullardan örnek verecek olursam eğer, bazı üniversiteler şehrin dışına kurulmuş olsa da kendi içerisinde kocaman bir şehir gibi öğrencilerine imkanlar tanıyor. Bazı okullar da bir binaya yerleşip şehrin merkezinde eğitim imkanı tanıyor. Bu konuda seçim sizin. Ancak, Massachusetts eyaletinde bulunan Boston şehrindeki okullar iki özelliğe de sahip olan okullardır ve buradaki üniversiteleri düşünebilirsiniz. Zira Türkiye’de Eskişehir nasıl öğrenci şehri diye tanımlanıyorsa Amerika için de Boston öyledir.
Programın ücreti
Belli bir bütçeniz yoksa bu madde çok önemli olmasa da genel itibarıyla üniversite seçiminde öğrencilerin fikirlerini ziyadesiyle etkileyebilen bir unsurdur programın ücreti. Amerika’da genellikle eğitimler yüksek maliyetlerle verilirken uzak doğu ülkelerinden Çin, bu konuda yükselen bir değer olarak karşımıza çıkıyor. Bunun dışında Avrupa’da da Litvanya, Avusturya, Sırbistan, Polonya, Macaristan gibi ülkelerde bulunan üniversiteler, ucuz üniversite masraflarıyla öğrencilerin en çok tercih ettiği okullar arasında yerini alıyor. Ayrıca, Rusya’da ucuz ve en çok tercih edilen ülkeler arasında yerini almış durumda.
Sosyal yaşam
Hiçbir insan okul hayatının sadece ders çalışarak, makale yazarak, proje üretip sunum yaparak geçmesini istemez elbette. Bu yüzden okulun sosyal yaşamı ve bu alanda sergilemiş olduğu faaliyetleri öğrencilere olan desteği de okul seçimi konusunda büyük bir etken olarak karşımıza çıkıyor.
Seçimlerinizi yaparken okulların öğrenci kulüplerine mail yoluyla ulaşabilir onlardan yaptıkları sosyal faaliyetler ve girişimler hakkında gerekli bilgiyi edinebilirsiniz. Birçok okul bünyesinde bulunan kulüplerin iletişim bilgilerini okulun web sitesindeki “student life” veya benzer isimli sayfalarda olabildiğince açıklamaya çalışıyor. Hatta bazı üniversiteler bu konuda çeşitli portallar da oluşturmuş durumda.
Program sırasında ve sonrasında çalışma izinleri
Yukarıdaki kariyer olanakları maddesinde de belirttiğim gibi okullar öğrencilerine ya kampüs içerisinde haftalık 20 saati aşmayacak şekilde ya da staj imkanları şeklinde çalışma izni verebilmektedir. Özellikle Amerika’da eğitim almak isteyen öğrencilerin bu konuda şansı daha yüksektir. Çünkü master programınız ya da normal lisans programınız bittikten sonra Amerikan hükümeti size ülkesinde iş bulabilmeniz için 1 yıl müsaade etmektedir. Yahut öğrenciyken yapmış olduğunuz stajlarda şirketlerin sizin hakkınızda yaptığı performans değerlemesi neticesinde staj yaptığınız şirket, kendi bünyesinde çalışmanızı isteyebilir.
Son olarak, yukarıda da belirttiğim gibi tüm bu maddeler birbiriyle olabildiğince bağlantılıdır. Bu sebeple dilerim ki her bir madde ve yazımın tamamı güzel bir rota belirlemenize yardımcı olur.